Altıncı Hastalık

Deniz’in üç gündür devam eden ateşi nihayet dün akşam düştü. Ancak bugün da vücudunun üst kısmında kırmızı benekler çıkıverdi. Doğan “Elif, Deniz’in vüducunda döküntü var” der demez anladım: Altıncı Hastalık bu.

Etrafımda birçok arkadaşımdan duymuştum: 3-4 gün boyunca devam eden yüksek ateş ARTI ateşin düşmesiyle birlikte vücudun hemen her yerinde döküntüler EŞİTTİR altıncı hastalık. Latince adıyla Roseola Infantum.

BabyCenter şöyle anlatıyor bu hastalığı:

  • Hafif atlatılan, viral bir hastalık.
  • Genellikle 6 ay-3 yaş arası çocuklarda görülür.
  • Herhangi bir belirti olmadan da hastalığı geçirmek mümkün olsa da genellikle aniden yükselen ateşle kendini gösterir.
  • Üç ila beş günün sonunda ateş aniden düşer ve döküntüler ortaya çıkar. Döküntüler birkaç gün devam edebildiği gibi sadece birkaç saat de sürebilir.
  • Döküntüler genellikle üst bedende olmakla birlikte kollar, bacaklar ve yüze de yayılabilir.
  • Bu hastalık çocukta huzursuzluk ve yorgunluğa sebep olur. Hafif ishal durumu da söz konusu olabilir. İştahsızlık ve göz kapaklarında şişlik de görülebilir.

Deniz’in Altıncı Hastalık geçirdiği doktor tarafından onaylanmış değil, nitekim doktorumuz kongrede olduğu için ulaşamıyorum. Deniz’i tatil dönüşü hastanede muayene eden doktorla ise doğru dürüst konuşamadık. Ancak (1) belirtiler -ishal dışında- yüzde yüz örtüşüyor, (2) halamdan da bu konuda onay aldım.

Deniz iyi. Döküntüleri henüz çok fazla değil, belki yarına geçer bile. Huysuzluğu hastalık söz konusu olunca Allah vergisi zaten. İştahsızlık da bir o kadar. Gözlerinin etrafındaki şişlik çok belirgin. Onun dışında ciddi bir rahatsızlığı yok. Ateşi düştü zaten.

Sonuç olarak antibiyotiği kestik. Böylece Deniz boşu boşuna üç gündür antibiyotik almış oldu. Acil servisteki doktora kılım. Halam “o kadar yüksek ateşe, özellikle de geçmişte sinüzit hikayesi varsa antibiyotik vermesi çok yanlış değil, ancak test istemesi gerekirdi” dedi. Gerekirdi tabii, bizim doktorumuz hep ister. Eşeklik bende, ben istemedim. Doktorun yapması gereken Strep A testi ve boğaz kültürü istemek, ve antibiyotiğe başlamak gerekiyorduysa bile “test sonuçlarına göre konuşalım, gerekirse keseriz” demekti. Daha az süreyle kullanmış olurduk hiç olmazsa.

Ben doktorculuk oynamayı seven ya da beceren bir insan değilim. Birisi tıp fakültesine gittiyse, onca kitabı devirip bir sürü sınavdan geçip, üzerine ihtisasını yapıp doktor önlüğü ile karşıma çıktıysa benden daha fazla şey biliyordur diye düşünürüm. Ama işte yapmamak gerekiyor, söz konusu çocuğun olunca biraz şüpheyle yaklaşacaksın demek ki. Hele de her zaman gittiğin doktor değilse karşındaki.

O doktor da bilgisizliğinden ya da kötü niyetinden yapmadı elbet böyle bir şeyi. Zaten muayene sırasında çok aceleci bir tavrı vardı. Belli ki acil servis doktoru olduğundan ciddi olmayan vakalara çok fazla vakit ayıran bir yapısı yoktu. Benim sorgulamam, “viral bir şey dediniz, niye antibiyotik veriyorsunuz?” ya da “bir test yaptırsaydık” demem gerekiyordu. Düşünemedim.

Bu arada en korktuğumuz şey tabii ki bu hastalığın Derin’e geçmesi olurdu. Her ne kadar ciddi bir hastalık olmasa da yüksek ateş biz yetişkinleri bile paçavraya çeviriyor, değil ki bit kadar çocuğu hırpalamasın. Ancak, her işte bir hayır yok mu, Derin’in nezlesi büyük ihtimalle bu hastalığı önledi. Şöyle ki, vücutta hali hazırda bulunan bir virüsün, vücuda girmeye çalışan bir diğer virüse izin vermemesi olarak tanımlayabileceğimiz ve İngilizcede virus interference olarak tanımlayabileceğimiz duruma göre Derin’deki nezle virüsleri, roseola virüslerine geçit vermeyince oğlan hastalanmadı. Şükür.

Ne demiş Nietzsche: What does not kill me, makes me stronger. Yani, beni öldürmeyen şey beni daha güçlü kılar.

Gelin bakalım virüsler. Yedinci, sekizinci hastalık! Gel kardeşim, sen de gel. Geleceğin varsa göreceğin de var!

21 Yanıt

  1. Merhaba,
    Kızım da geçirmişti 10 aylıkken, belirtiler birebir örtüşüyor. 2-3 gün yüksek ateş, düştüğü gün ise hemen döküntüler beliriyor.. Sanırım 2 yaşına kadar bebeklerde oluyor yani Deniz’e bu sebeple geçmemiş olması büyük ihtimal, veya bağışıklığı var.. Gereksiz ilaç kullanımı canınızı sıkmış ama maalesef acil servis doktorlarına pek güven olmuyor benzer bir örneği ben de yaşamıştım 😦
    Çok çok geçmiş olsun..

    • Merhaba .. Ben blogunuzu takip eden bir kız çocuğu annesi ama başkalarının çocuğuna çok daha fazla zaman ayıran yenidoğanlarla çok daha içli dışlı olan bir çocuk doktoruyum. İnsanın çocuğu hasta olduğunda ne kadar endişeli olduğunu bilen ve gören biri olarak yeni nesil annelerin doktorculuk oynamalarının da bir sınırı olduğunu bilmelerini isterim. Ne kadar beğenmeseniz de, paralar dökerek geldiğiniz biz özel muayene hekimleri aslında kuş kondurmuyoruz. Esas hekimlik sanatının da acil şartlarda hızlı ve doğru karar vermek olduğunu ve eleştiri yapmayı bazı konularda uzmanına bırakmak gerektiğini düşünüyorum.

      • Miray Hanım,
        Benim de ailemde doktorlar var, mesleğinize saygım sonsuzdur, yanlış bir anlaşılma olmasın..
        Ben sadece kötü bir tecrübe yaşadım, etrafımda da bu tür duyumları annelerden çokça alıyorum mahalesef, özellikle acil servislerde.. ki bence en zor işi o doktorlar yapıyorlar.. stres altında karar vermek bu demektir.. verecekleri karar doğru da olabilir yanlış da önemli olan o çocuğun bir an önce iyiye gitmesidir..
        Biz en değerli varlıklarımızı emanet ediyoruz siz doktorlara ve bunu yaparken sonsuz güven duyarak yapıyoruz. En azından ben kızımın doktoruna çok güvenirim, aksi mümkün değildir.
        Anne olarak da doktorculuk oynamak gibi bir niyetim asla yoktur çünkü mesleğim değildir.. ama doğal olarak çocuğumla ilgili kararları sorgulama hakkım vardır diye düşünüyorum.
        İyi akşamlar dilerim.

      • MİRAY – Hekimliğin bir sanat olduğu konusunda size tamamen katılıyorum. Ben bunun böyle olduğunu, ve dahası birçok hastalığın, teşhisin nasıl da yoruma açık olduğunu çocuklarım olduktan sonra doktorlarla daha fazla haşır neşir olmaya başlayınca daha iyi anladım. İki farklı doktor aynı hastalığa farklı yorumlar yapabiliyor, ve ikisi de yanlış olmayabiliyor. Ya da her ikisi de doğru olmayabiliyor diyeyim.

        Tam da bahsettiğiniz “eleştiri yapmayı bazı konularda uzmanına bırakmak gerektiği” sebebiyle eleştirmekten, konuda yorum yapmaktan kaçınırım çoğu zaman. Dedim ya, bu konuda eğitim almış kişinin benden çok daha fazla bildiğini kabullenirim çünkü. Bu spesifik olaydaki “doktor test istemeliydi” yorumu ise ilk olarak bana değil, dediğiniz gibi konunun uzmanı olan mikrobiyoloji profesörü halamın yorumuydu.

        Benim eleştirdiğim konu bazı doktorların yaklaşımları oluyor, sözüm meclisten dışarı. Maalesef bazı doktorların hastayla yeterince empati kuramadıklarını düşünüyorum, dahası bunu tecrübe de ettim. Bu da eğitimle değil, insanın yapısıyla alakalı olabilir, bilemiyorum.

        Sizlerin işinin, hele de bilginin bu kadar kolay ve fazla erişilebilir olduğu ve ebeveynlerin yer yer doktorluğa soyundukları şu dönemde giderek zorlaştığını da kabul ediyorum. Ve tabii ki mesleğinize saygım sonsuz. Bir daha dünyaya gelsem doktor olmak isterdim 🙂

  2. Çok geçmiş olsun. Yağız’da 2 ay önce geçirdi. Pek sık rastlanmasa bile çok fazla ishalde vardı bizde ve günlerce birşey yemedi. Ama döküntüler çıkınca rahatladı ateşi düştü ve ertesi gün iyileşti. Sizde sonuna gelmişsiniz gibi görünüyor.

  3. Cok gecmis olsun Elif, en kisa zamanda iyilesir insallah.

  4. Geçmiş olsun, Allah beterinden saklasın.

  5. geçmiş olsun

  6. çok geçmiş olsun çok…

  7. geçmiş olsun Elif hanım.

  8. gecmis olsunn

  9. cok gecmis olsun…ben buna benzer birseyi floridada yasamistim, cok yuksek ates, sonrasinda dokuntu…benim ates 41 falan olmustu, hastaneye zor atmistik kendimizi…2 gun surup ardindan da dokuntu olmustu…

  10. Gecmis olsun, hastaliklar uzak dursun lutfen

  11. Cok cok gecmis olsun… Minik kuzuya gecmemesi guzel ama ona da nezlesi icin gecmis olsun…
    Saglikli gunler dilerim…

  12. çok geçmiş olsun bütün belirtiler benim bebeğimde de oldu malesef şu anda döküntüleri var bugün çıktı döküntüler dört gün öncesinde çok ateşliydi ben kızamıktan da korkuyorum tatilden dolayı doktorada götüremiyoruz bebeği şu anda altı aylık ve ben ne yapacağımı bilmiyorum 😦

  13. Cok gecmis olsun ! Yazilarini biraz geriden takip edebildim bu hafta. Umarim Deniz artik tamamen iyilesmistir…

    Kizim da 9 aylikken ayni sekilde hastalanmisti. Yuksek ates ve ardindan dokuntu, daha dogrusu isilige benzer kirmiziliklar, tarif edildigi gibi vucudun ust kisminda daha yogun. Doktorumuz idrar ve kan testi ile birlikte bogaz kulturune de bakip hicbirsey cikmayinca, virutik oldugunu soylemisti. Hastaligin adini ilk kez buırada duyuyorum.

    Biz doktorumuzun tavsiyesi ile birlikte donusumlu olarak 2 farkli ates dusurucu surup kullanmistik. Hastalik suresini tamamlayinca ates de halsizlik de dokuntuler de geciyor tabi ama miniklerimiz de cok yipraniyor. Herkese saglikli gunler

  14. çok geçmiş olsun. umarım atlatmıştır.

  15. […] ne dedi? Değer mi? için Hastalık Tanrıları « Blogcu AnneAltıncı Hastalık için DeryaAltıncı Hastalık için DuyguDeniz’in Kitaplığı’ndan: Elmer […]

  16. […] tatilinde Deniz altıncı hastalık geçirmişti. Ateşi 40′lara yaklaşmıştı. İlk olduğu gece bir arkadaşlarımızın yazlığında, […]

  17. […] önce Umay bu yazıyı okuyup “Aa,blogcu anne de 6.hastalık yazısında aynı aforizmayı kullanmıştı” dedi. Ben de intihal yapmış durumuna […]

Ozge için bir cevap yazın Cevabı iptal et