Hediye kitap: Gece Gelen Konuklar

Bu haftaki hediye kitabımız Mavibulut Yayıncılık‘tan.

Gece Gelen Konuklar, özellikle de 3 yaş civarında canavar-hayalet korkusu yaşamaya başlayan miniklere yönelik harika bir kitap.

Deniz’le bu kitabı okumaya başlayalı bayağı oluyor. Kitapçıya gittiğimiz bir gün, çizgi film kahramanlarının olduğu gereksiz bir kitabı almak için tutturmuştu. Ben de -o sıralar hayalet ve benzeri yaratıklara olan korkuyla karışık ilgisini bildiğimden- içini okumasam da Fatih Erdoğan ismine güvenerek “Deniz, bak burada canavarlı bir kitap var!” diyerek sürmüştüm önüne. Tabii ki de başarılı olmuş, ve diğer kitap yerine bunu alıp çıkmıştık.

Devamı için tıklayın.

Hediye Kitap: İlk İngilizce Kelimelerim

Bu haftaki hediye kitabımız Pearson Education Yayıncılık’tan.

Kitabı “çocuğunuzla birlikte kaliteli zaman geçirebileceğiniz, oyunlar oynayıp eğlenirken öğrenmesine de katkıda bulunabileceğiniz resimli bir kitap” olarak tanımlıyor Pearson. Kitabın oyuncak rafından taşıtlara, mutfaktan inşaat alanına, müzik aletlerinden rakamlara 21 farklı konsept var. Her konseptin olduğu sayfalarda, o sayfalarda bulunanan nesnelerin Türkçe ve İngilizce isimlerine yer verilmiş. Önce nesneyi çocuğunuza tanıtıyor, sonra da sayfada o nesneyi arıyorsunuz.

Devamı için tıklayın.

Ceza değilse ne?

Geçenlerde Deniz’e ceza verdiğimden bahsetmiştim hani. Baştan sona yanlıştı. Cezanın sebebi yemeğini yememesiydi, ceza ise kitap okumamaydı. İkisi de birbirinden beter! Yemek yemediği için ceza verilmez ki çocuğa! Kitap okumama cezası hiç verilmez!

Neyse… Blogcu Anne okurlarından Seçil, orada yaptığı güzel bir yorumu genişleterek bir uzman/anne olarak aşağıdaki yazıyı kaleme aldı.

Benim davranışımın sonucu bu mu anne?

..diye sormuyorlar çoğu zaman. Devamı için tıklayın.

Hediye Kitap: Mahallenin En Mutlu Yumurcağı

Bu haftaki hediye kitabımız Yakamoz Yayınları‘ndan.

Geçtiğimiz Temmuz ayında İstanbul’da bir konferans veren ve annelerin başını döndüren sevimli doktor Harvey Karp, orijinal adı The Happiest Toddler on the Block olan bu kitabında, YUMURCAK olarak adlandırdığı 1-4 yaş arası çocuklarla nasıl “başa çıkılacağını” çok güzel anlatıyor.

Kimine saçma, kimine dâhiyane gelen bir yaklaşımla çocuklara “ilkel insan” muamelesi yapılması gerektiğini, onlara, YUMURCAK-ÇA denilen, onların anlayabileceği bir dilde hitap edilmesi gerektiğini açıklıyor.

Devamı için tıklayın.

Hediye Kitap: Elmer ve Gökkuşağı

Bu haftaki hediye kitabımız Kır Çiçeği Yayınları‘ndan.

Elmer ve Gökuşağı‘nı “paylaşma ve sorumluluk duygusu ile ilgili etkileyici bir masal” olarak tanımlıyor bu kitabı Kır Çiçeği.

Hikaye, bir fırtınanın ertesine çıkan gökkuşağının renklerini yitirmesi etrafında geçiyor. Rengarenk fil Elmer, “hiç renksiz gökkuşağı olur mu?” diyerek kendi renklerini gökkuşağına vermek üzere yola çıkıyor. Bütün orman hayvanlarının yardımıyla gökkuşağını buluyorlar. Ve, Elmer’ın arkadaşlarının “iyi de, kendi renklerini gökkuşağına verirsen sen ne yapacaksın?” endişelerini haksız çıkaracak bir şekilde Elmer gökkuşağını eski haline kavuşturmakla birlikte kendi rengarenkliğini de sürdürüyor. Çünkü “bazı şeyleri ne kadar verirsen ver, hiç yitirmezsin. Örneğin mutluluk, sevgi ya da [Elmer’ın] renkleri gibi.” Devamı için tıklayın.

Dünyadan düşüyordum

Yeryüzündeki bütün annelere çocuklarının hastalanınca mızmızlaşmaları hakkındaki düşüncelerini sorsanız herhalde aynı yanıtı alırsınız:

Çocuğumun hastalandığına değil, huyunun değiştiğine yanarım.

Biraz bencilce duyulan ancak içinde barındırdığı doğruluk payını inkâr edemeyeceğim bu lafı ilk anneannemden duymuştum. Eminim o da kendi anneannesinden öğrenmiştir. O da bir öncekinden. Vesaire…  Devamı için tıklayın.

Haberler, duyurular, paylaşımlar

Europa Donna Türkiye (Türkiye Meme Hastalıkları Koalisyon Derneği), Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı ve Türkiye Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonun da destekleğiyle “Harekete Geç! Hikayeni Gönder” başlıklı bir kampanya başlatmış. Kampanyanın amacı, meme sağlığına ilişkin deneyimlerin paylaşılması yolu ile, yaşanmış hikayelerden yola çıkarak bu hastalığı yaşayanlara ve yakınlarına umut aşılamak ve toplumu meme kanseri hakkında bilinçlendirmekmiş.

Kampanyaya başvurular, 31 Aralık 2010 tarihine kadar www.hikayenigonder.com adresinden yapılabilirmiş. Detaylar burada.

Devamı için tıklayın.

Deniz’in Kitaplığı’ndan: Elmer ve Hipopotamlar

Deniz’le az önce bu kitabı okuyunca taze taze yer vereyim istedim.

Rengârenk fil Elmer’ı hep duyardım ama kendisiyle yeni tanıştık.

Birkaç gündür Deniz çok severek okuyor bu kitabı.

Hikâyenin özeti şöyle:

Devamı için tıklayın.

Anaokulu – ne zaman, nasıl, nerede?

Anaokulu konusunda ne zamandır kapsamlı bir yazı yazmak istiyordum. Nereden başlasam, hangisini anlatsam diye düşünürken Damla‘nın bu sobesi harekete geçirdi beni. Eline sağlık Damla, bu sobe bloglarda yayılsın da bu konuda dert çeken anneler tecrübelerden faydalansın.

Damla’nın sorularına ve yanıtlarıma geçmeden önce geçenlerde edindiğim bir kitabı paylaşmak istiyorum. Adı, Anaokulu ve Kreş için Anne Baba Rehberi. İstanbul Altunizade’deki Pembe Panter Anaokulu’nun sahibi psikolog Ayşe Güner tarafından yazılmış.

Devamı için tıklayın.

Yaklaşan doğum günü buhranı

Bizim zamanımızda doğum günü partileri evde olurdu. Biz zaten kalabalık bir sülaleydik, sadece anne tarafımda on kuzendik. Benim doğum günüm yaza denk geldiğinden çoğu arkadaşım zaten olmazdı, aile içinde kutlardık. Ya yazlıkta, ya kampta olduğumuzdan da genelde bahçede, kafeteryada, karavanın önünde falan olurdu.

Ece’nin (kız kardeşim) doğum günü Mart ayında. O bütün okul arkadaşlarını çağırabilirdi doğum gününe. Annemin tavşanlı bir pastası vardı, ondan yapardı. Yoktu ki o zaman böyle şeker hamurundan pastalar. Ev yapımıydı her şey.

Devamı için tıklayın.